Lise veya üniversite çağlarında mısınız? Akademisyen olmak hayallerinizi mi süslüyor? Bütün negatif örneklerine, içine düşebileceğiniz maddi kısıtlılıklara, akademinin yüz karası kimi geçmiş örneklerine rağmen, halen toplum içinde saygınlığını korumaya devam eden “üniversite hocalığı” payesi yüreğinizi mi kıpırdatıyor? O zaman bu yazı ilerideki 10-15 yıl için işinize yarayabilir.
Size basit bir kaç tavsiye sunmaya çalışacağım. Bunlar benim kişisel görüşlerim olacak; ama biliniz ki, bir üniversite doçenti olarak bunları kafamdan uydurmuyorum. Bilim ve akademi dünyasının geçmiş yıllardaki tecrübelerine dayanarak tahmin ettiğim yakın gelecek hakkında sizlere bir fikir vermeye, bir öneri sunmaya çalışacağım. Eğer haklı çıkarsam, ve siz de buradaki önerileri takip etmeye karar verirseniz, yakın bir gelecekte bilimin yönünü belirleyen insanlardan birisi olabilirsiniz. Biliyorum, bir çoğu alışılagelmiş tavsiyelerin dışında; ama zamanla haklı olduğumu göreceğinizi umut ediyorum.
1. Öncelikle yaşayabileceğiniz maddi “darlık” durumlarına karşı manen ve maddeten hazırlık yapmaya çalışın. Akademik dünyada alacağınız ücretler sizi her yıl okyanus ötesi adalarda tatile götürmeye yetmeyecektir; fakat hem biraz tutumlu olarak, hem de akılcı projelerinizden alabileceğiniz ödeneklerle, gayet rahat bir hayat yaşayabileceğinizi hatırınızda tutun.
2. Erken evlenmeye çalışın ve mümkünse eşlerin her ikisinin de akademisyen olmayı düşündüğü birlikteliklerden kaçının; zira bir eve iki deli her zaman fazladır!
3. Akademik hayatınızda standart çalışma disiplinlerinde ve bilim dallarında başlasanız da, disiplinlerarası alanlarda bilgi sahibi olmayı ve fikir geliştirmeyi öncelemeye çalışın; zira yakın geleceğin dünyasında, bildiğimiz disiplinlerin buharlaşmasına bağlı olarak disiplinler arası sınırlarda ortaya çıkacak yeni “kros-disipliner” yaklaşımlar büyük önem kazancak.
4. Gelecek bir kaç yıl boyunca bilimde birleştirici yaklaşımlar ve yeni kuramlar çok daha fazla önem kazanacak. Dolayısıyla çok alanda derinlikli bilgi sahibi olan insanlara ihtiyaç ciddi biçimde artacak. Bunun için:
A. Okumayı hayatınızın birinci öncelikli işi haline getirin. Okurken bilmediğiniz her konuyu, çözemediğiniz her soruyu yazdığınız bir defteriniz mutlaka olsun. Sık sık defterinize dönerek, eldeki tüm kaynaklarla (ki internet çoğu için yeterlidir) cevapları kendiniz bulmaya çalışın.
B. Hangi alanda çalışacak olursanız olun (fen yahut sosyal alanlar, hiç fark etmez); temel fizik kuramlarını, psikolojinin temellerini; karmaşıklık bilimi (complexity science), kaos kuramı ve sistem kuramı gibi modern birleştirici alanların temellerini ve fraktal geometrinin esaslarını mutlaka öğrenin.
C. Matematiksel düşünce yeteneğinizi (ezberinizi değil!) geliştirmek için egzersizler yapın.
D. Okulda öğrendiklerinizin bilim ve insan hakkında size neredeyse hiç bir şey söylemediğini ve hemen her şeyi yeni baştan öğrenmeniz gerektiğini sıklıkla kendinize hatırlatın.
E. Her şeyi okumak sizi bilge yapmaz; okurken bir yol ve yöntem belirleyin. Temel felsefi ve bilimsel sorunlarınıza yanıt verecek okumalara her zaman öncelik verin.
F. hangi bilim dalına ait olursa olsun, karşılaştığınız tüm yöntemlerin temellerini öğrenmeye çalışın; zira bilim adamının hayal gücü bildiği yöntemlerle sınırlıdır.
5. Ne yapıyor olursanız olun, neyi neden yaptığınızı bilin. Ezbere hiç bir iş yapmaya kalkmayın; ama hiç bir şey!
6. Felsefenin temellerini muhakkak iyice öğrenin. Bilim feslefesi okuyun. Modern bilimin temel felsefesini iyi anlayarak, eksikliklerini görebilecek bir seviyeye doğru çalışmalarınızı sürdürün.
7. Bilimsel alanda hazır olarak size gelen hiç bir genellemeyi ve tanımı peşinen kabul etmeyin. Bilimin yanılgılar ve yanılgılardan çıkartılan derslerden oluştuğunu asla unutmayın.
8. Önünüzdeki 5-10-20 ve 50 yıllık gelecek dönemlerde çalıştığınız alanların gelişim yönlerine dair tahminler üretmeye çalışın.
9. Bu gün neredeyse bütün eğitim sistemleri beyninizin sol yanı ile temsil edilen “analitik” bölümüne hitap eder. Beyninizin “derin” özelliklerini kullanmayı öğrenmek için, sanata, yaratıcı faaliyetlere, hobilere ciddi ve programlı zaman ayırmaya gayret edin. Bu faaliyetler sağ beyninizle temsil edilen “yaratıcı yetenekleriniz”in kapısını açacak ve bu gibi faaliyetlere ayırdığınız zamanlar, size hesaplayamayacağınız kadar büyük faydalarla geri dönecektir.
10. İlgilendiğiniz konularda yazabildiğiniz kadar yazın. Hemen, şimdi, bu gün başlayın. Mümkünse bir günce (blog) oluşturarak internet üzerinden yazılarınızı paylaşın. Diğer insanlarla iletişimin ve bilgi paylaşımının inanılmaz faydalarından sonun kadar istifade etmeye çalışın.
11. Bilginizi başkalarıyla paylaşmak ve bilgilerini paylaşmayı seven insanlarla bir arada olmak için mümkün olan her fırsatı değerlendirin. Bazı sohbetler size ciltlerce kitap okumaktan daha fazla bilgi verebilir; bunu kaçırmayın!
12. Sırf “moda”, yahut “havalı” olduğu için, bilimsel-sosyal-sanatsal, hiç bir konuyla ilgilenmek zorunda olmadığınızı sıklıkla kendinize hatırlatın. Gerçekten zevk aldığınız ve size bir şeyler kattığını düşündüğünüz faaliyetleri samimi ve dürüst bir şekilde tespit edin.
13. Evinizde mutlaka, çok küçük de olsa bir çalışma ortamı yaratın ve orada çalışmayı alışkanlık haline getirin. Aşırı konfordan kaçının ama rahat olabileceğiniz bir ortam tasarlamaya özen gösterin. Zamanla en mükemmel çalışma ortamını oluşturacaksınız; acele etmeyin.
14. Bilimi abartmayın. Hislerinizin, inançlarınızın, itkilerinizin ve kültürünüzün çok ciddi bilgi kaynakları olduğunu aklınızdan çıkartmayın. Bilimsel bilginin tek başına hiç bir büyük soruya yanıt veremeyeceğini akılda tutarken, bilimin dilini bilmeden soru dahi soramayacağınızı da unutmayın.
15. Her ne yapıyorsanız, aşkla yapın. Sıradan işler, ne kadar şaşaalı olursa olsun, sizde ve çevrenizde kalıcı etkiler bırakmazlar.
16. İnançlı olun. Yaptığınız ve yapacağınız işlerin nasıl yapılacağının yanı sıra neden yapılması gerektiğine, felsefesine ve büyük resim içindeki önemine dair sistematik fikir egzersizleri yapmayı ihmal etmeyin.
17. İnsanları okuma yeteneğinizi geliştirmeye çalışın; zira akademik dünyada yaşayacağınız sorunların çok büyük bir çoğunluğu (bazen tamamına yakını) insan kaynaklıdır.
18. Küçük de olsa tek bir işte “en iyi” ve “vazgeçilmez” olmaya çalışın.
19. İşinizi dünyanın her yerinde yapabilecek şekilde kendinizi eğitmek için her fırsatı kullanın.
20. Yabancı dili sınavları geçmek veya engellerden aşmak için değil; kendinizi bütün dünyaya ifade etmek için öğrenin.
Şimdilik listem bu kadar, belki zamanla biraz genişletebiliriz…
Hepinize sonsuz ilim-irfan dünyasında hayretlere gark olmuş bir hayat dilerim…